Ve sahne... (3)
Mutluluk gerçekten elde edilebilir mi? Yoksa mutluluk elde edilse bile asla farkına varılamayan mıdır?
Cevaplara devam
-Kim önce insan oldu? Erkek mi, kadın mı?
-Cinsler arasında uyum ne demektir? Kadın ve erkeğin uyum içinde
yaşaması mümkün müdür?
-Mutluluk gerçekten elde edilebilir mi?
Yoksa mutluluk elde edilse bile asla farkına varılamayan mıdır?
-Varetmek için gerçekten yok etmek gerekli midir? Var eden
veya yokeden ne hisseder?
-Aynı sosyo-ekonomik koşullarda yetişmiş ve yaşayan bir
erkekle bir kadın aynı çiçeğe baktığında, aynı şeyleri mi hisseder?
-Kadın masumiyetini nasıl kaybetti? Kadın hiç masum oldu
mu?
-Eğer kadın ve erkek toplum yargıları farklı olsa daha mı
mutlu olurlar? Peki bu toplumsal yargıyı yaratanlar neden kendilerine mutsuzluğa
mahkum ediyorlar?
-Beğenilmek arzusu sadece türün devamı için mi vardır?
-"Seni seviyorum" derken gerçekte ne hissediyoruz?
Aşk gerçekten var mıdır?
--------------------O----------------------
-Mutluluk gerçekten elde edilebilir mi?.
Karmaşa, kaos, belirsizlik ve sürekli birşeyler arayan, yavaş hareketli insanlar. Sahne de oldukça loş ve insanlarin hareketlerindeki kasveti yansıtıyor. Aralarında bazılar biraz daha hızlı hareketler yapsalar da genel olarak grup yavaş hareketlerle arama eylemini sürüdüyor. Bu sırada grup olarak çok yavaşça ancak sürekli dönüyorlar.
Sahnenin en ön ve en ortasında bir spot var her dönüşte bir dansçı ışığın altına kısa bir süre ne aradığını anlatan bir dans yapıyor. Kimi bedensel bir hazzı anlatıyor, kimi romantizmi, kimi güç ve iktidarı, kimi de tamamen materyalist bir zenginliği.
Her anlatım hem kadın, hem de erkek dansçılar tarafından ayrı ayrı yapılıyor. Yani romantizm arayışını önce bir kadın dansçı kendisi için anlatırken, hemen sonra bir erkek dansçı kendisi çin romantizm arayışını anlatıyor.
Sonra tüm istekler, hayaller ve ihtirasların arasında mutluluk dolaşmaya başlıyor. Yüzünde bir maske var ve cinsiyeti belirsiz. Hepsi ile ayrı ayrı ilgileniyor. Ama çok kısa bir görüşmeden sonra hepsinin yanından uzaklaşıyor. Diğer dansçılar geriye doğru çekilip mutluluğu yakalayamayacakları için beklemeye başlıyorlar. Sahnede arayışları romantizm ve aşk olan bir kadın, bir erkek dansçı kalıyor sadece.
Mutluluk ikisinin etrafinda neşeli bir dans yapıyor. Her ikisini birbirine doğru yavaş yavaş itiyor. Arayışta olan iki dansçı yavaş yavaş birbirlerini keşfediyorlar. Ve mutluluğu da aralarına alarak coşkulu ve keyifli bir dansa başlıyorlar. Ancak dans kahkahalarlar ilerledikçe kadın ve erkek birbirlerine çok daha ihtiraslı ve istekli bakmaya başlıyorlar. Önceleri mutluluğun etraflarında olması hoşlarına giderken artık mutlulukla ilgilenmemeye ve büyük bir heyecanla birbirlerinin tadına bakmaya başlıyorlar.
Mutluluk bu dışlanma sonunda bir süre daha bu çiftin yanında dolaşsa da sonunda dayanamayıp üzgün bir şekilde onları ve sahneyi terkediyor. Kadın ve erkek bir süre daha aşk yapar gibi figurlerle birbirbirlerini sarmaya devam ediyorlar. Ancak bir süre sonra birşeylerin eksikliğini hissetmeye başlıyorlar. Önce kadın erkeğe sokulup saçının okşanmasını ve kaybettiği mutluluğu erkeğinde bulmak istiyor. Ancak erkek nedenini bilmediği bir boşluk yüzünden saç okşama yerine kadınıyla sevişmek istiyor. Kadın hemen uzaklaşıyor ve kendini yanlız hissederek bir tahta sandalyeye çöküyor. Erkek de benzer hislerle bir koltuğa yerleşiyor.
Artık mutluluk yanlarına uğrayacak mı bilinmez. Ama görülen o ki arayacak halleri bile kalmamış. Romantizm, şehvete ve şevkat arayışına dönüşmüş
Mutluluk elde edilse bile farkına varılmayan ya da yeterince önemsenmeyen midir gerçekten?
--------------------O----------------------
Mutluluk, en uzak köşelerinde kalbimin ve aklımın
Mutluluk hep beni kovalayan ama hiç yakalanmayan
Mutluluk hep buldugum ama hiç sahip olamadığım
Bin altınlı akçeli bir sandık mı saklayan seni
Yoksa cilveli, oynak bir güzelin yanaklarındaki kırmızılık mı?
Yönetsem peki binleri, onbinleri, yüzbinleri
Koşup ellerime sarılır mı alıp beni gökyüzüne uçurmak için?
An dediğin nedir peki?
Düşündüğünde geçmiş oluyor
Farkettiğinde bitmiş oluyor
Yazmak yanlış olmaz belki kanatlı sözler yazmak mutluluğa dair, bizi uçuracak olan, hayallerimizin en hoş anlarına. Ama yakalamak o kadar zor ki. Yanyanayken bile senden hep uzakta kalıyor. "Şimdi yakaladım işte" dediğim anda "şimdi" çoktan geçmiş oluyor. "Hep mutlu yaşadım" dediğinde. Şu an ve gelecekte mutsuz olacağı haber vermiyor musun?
Bilemiyorum. Uyku bastırdı. Size ve bana iyi uykular olsun
Geri Dön ----- Mesaj Gönder