Kısıtlar | Gerekçe/bahane |
Ev'sizlik | Sürekli kira için iş yerine katlanmak zorundayım, kendime para kalmıyor |
Ev'lilik | Eşyaya para gidiyor, komşularım çok kötü, muhitim kötü, hırsız girebilir korunmalıyım |
Araba'sızlık | Özgürce gezemiyorum, istediğim yere kolayca gidemiyorum |
Araba'lılık | Park yeri yok, masraflar çok, sürekli hasar çıkıyor, trafik kabus |
Eş'sizlik | Hasta olsam bir bakanım yok, konuşacak bir dostum yok, sek hayatım çok kötü |
Eş'lilik | Tek kişi yaşayamıyorum, özgürlüğüm hiç yok, seks hayatım çok kötü |
Çocuk'suzluk | Toplum baskı yapıyor, büyürse bana bakar şimdi kim bakacak |
Çocuk'luluk | Çocuğun geleceği bahanesi ile dostumu arkadaşımı sattım, özgürlüğüm gitti |
Arkadaş'sızlık | Kimseye güvenip birşey anlatamıyorum, zor durumda yardımcım yok |
Arkadaş'lılık | Onun derdi beni de gerdi, zamanımı ve sahip olduklarımı paylaşmak zorunda kaldım |
TV'sizlik | Maalesef böyle bir kısıt yok |
TV'lilik | Hep kötü haberlerden ruhum daraldı, artık daha yoz bakıyorum diger insanlara |
PC'sizlik | Bir sürü bilgiye ulaşmam çok zor, sanal arkadaslıklarım bile yok |
PC'lilik | Artık yeni birşey ögrenmiyorum çünkü Google var, evden çıkmaz oldum |
Telefon'suzluk | Sosyal olarak zor durumdayım eşim dostum arayamıyor beni |
Telefon'luluk | Sürekli izleniyorum her önüne gelen beni bulabiliyor, hep masraf çıkıyor |
İş'sizlik | Param yok, saygınlığım yok, gelecek umutlarımı gerçekleştirme şansım yok |
İş'lilik | Vaktim yok, köle gibiyim, gelecek umutlarımı gerçekleştirme şansım yok |
Aş'sızlık | Karnımım açlığından birşey düşünemez oldum, sağlığım bozulmak üzere |
Aş'lılık | Her tarafım yağ oldu, yerken mutlu sonra mutsuzum, sağlığım bozulmak üzere |
Umut'suzluk | Hayata bağlayan birşey yok sadece ölmekten korktuğum için yaşıyorum |
Umut'luluk | Umudum var ama gerçekleştirmek için ödeyeceğim bedel umudun mutluluk amacından fazla |
Sehir insanında hayatı kısıtlayan o kadar çok şey var ki bunlardan nasıl kurtulacağız çıkış bulamıyoruz. Aslında belki de sağlık dışında hiçbirşey bizi kısıtlamamalı. Kimbilir.
Kırsal merkezi yerleşimli (mezra, köy, kasaba gibi) insanda da birçok kısıt var, sağlık, seyahat özgürlüğü olmaması, ekonomik olarak problemler yaşama, kapalı toplumdan kaynaklanan baskılar, sevmediği insanlarla bile içiçe yaşama zorunluluğu.
Peki nasıl özgür olacağız, yolu yok mu hiç. Elbette tam özgürlük diye birşey olmaz ama;
-Maddesel hazlara bağımlılıktan kurtulup, duygusal olarak dostluğa ve sevgiye daha fazla önem vermek belki de biraz daha özgür kılar bizi.
-Arabasız olmak büyük şehirde mantıklı (ya da çok temel özelliklerde bir ucuz araba en fazla ya da motorsiklet).
-Ev almak için gösterilecek çaba hatatımızın 5 yılından fazlasına malolacaksa bundan vazgeçmek mantıklı olabilir.
-Çocuk tamamen uzak durulması gereken bir kısıt, hem kendiniz hem de insanlığın geleceği ve kalabalıklaşmayı önlemek için
-İş konusunda kendi altın bileziğimizi üretmek ve diğerlerin yapamadığı bir meziyet bulmak kısmen özgür bırakacak gelir kaynakları sağlayabilir. Rutin işler belki daha kolay bulunur ama
senin katma değerin hiçbir zaman yeterince fazla değildir.
-TV'de film veya kısmen temel konuları anlatan belgeseller (diğerleri çok yanlı oluyor) dışında birşey seyretmek çok yanlış, hele haberleri asla izlememek lazım
-Yemek konusunda bu yazıyı okuyabilen herkesin muhtemelen yiyecek aşı vardır, az yemek lazım. Aç kalmamak ama yetecek kadardan fazla da yememek lazım
-Umut ise asla kaybedilmemesi gereken bir konudur, yatağınıza girdiğinizde mutlaka hayal kurmalısınız. Her hafta 1 liralık bir Loto bile size hayal satın alabilir.
Özetle insan kimyasal bir varlık olduğu için kendi Dopominini üretir ve bu madde
de hayattan keyif almayı en azından ona dayanmayı sağlar. Uyuşturucu ve uyarıcı bağımlıları bu madde yüzünden diğer kimyasallara bağımlılık yaşar. Ama dışarıdan bu maddeyi almadan da kendi kendimize Dopomin üretebiliyoruz.
Az maddiyat, çok maneviyat talep ve arz edelim bence.
Haaaaa çok önemli bir konu da Dopomin üretimimizi artırmak için vicdanımızı temizlemeye çalışmaktır. Hepimiz kusurlarla doluyuz, ama zaman içinde iyi şeyler yaparak
en azından kötü şeyler yapmayarak bunlardan arınabiliriz. Tüm dinlerdeki tövbe mekanizmaları da zaten bunun için mevcuttur.
Umudumuzu koruyalım, vicdanımızı her geçen gün temizleyelim bence. Ama bu vicdan
toplumsal değil bireysel vicdanımız olsun.
Evrende fiziksel olarak bir zerre bile değiliz ama evrenin merkezine kendimizi koyduğumuz için hem dertlerimizi çok büyütüyoruz, hem sevinçlerimizi
fazla abartıyoruz. Yaşama sevinci ise arada kaynıyor.
Milyarlarca galaksideki
Milyar kere milyarlarca yıldız arasında
Mini minnacık bir yıldızın
Mini minnacık bir gezegeninin üzerinde
Zerre kadar bile olmayan kütlemizle
Ve kütlemizin katrilyonda birini kapsayan beyin hücrelerimizin ürettigi
anlamsız dertlerle boğuşmak ne kadar anlamlı olabilir ki?
Küçüklüğümüzün farkına varıp etrafımızdaki muhteşem yaşamdan zevk alalım öyleyse
Ya da sallayın gitsin, "yaşıyoruz işte, sonra da öleceğiz zaten, kasmaya gerek yok bu kadar" deyip geçin tüm yazdıklarımı.
Belki ben de öyle yaparım...
Geri Dön ----- Mesaj Gönder