Merhaha Sevgili Dostlar Çanakkale'den Merhaba,

Bugün Bodrum'daki dondurdurucu otelden 07:30'da yola çıkıp ana hedef olan Gelibolu'ya nihayet varabilmek için uğraşımı başlattım. 

Yolda beni bekleyen güzellikleri görebilecek olmanın heyacanı gerçekten de çok keyifli bir duygu. Aynı şekilde mecburen tanışacağım iğrençlikler de yine aynı yolda buluştum.

Yoldan iki de kaset aldım bir tanesinin ne olduğunu tahmin edecek bir kişi tanıyorum ama :-) bu ayrı bir konu.

Güzelliklerden birincisi Euromos. Şehir genel olarak çok kötü durumda olmakla beraber tüm Asya'da en iyi korunmuş tapınaklardan birisi bu şehirdeymiş (bakınız aşağıda)

İkinci ise her daim su basmış olarak görmek zorunda kaldığım Miletos. Ne kadar içler acısı bir durumda bu güzeller güzeli şehir. Yine de tiyatrosu ne kadar ihtişamlı değil mi?

Veeeeee gizli aşkım, güzeller güzeli Priene. Hippodamus'un ızgara planlı muhteşem şehri. Herşey yerli yerinde. Güzellik, estetik, düzen. Sağnak yağmur altında da olsa bir kez daha gezmek beni öyle mutlu etti ki. Tiyatroda bir temsil verirken beni görebilirsiniz aşağıda.

----------------------O-----------------------

Bir de iğrençlikler vardı gün içinde elbette. Bunlardan birisi Ayvalık'tı. Görünce o kadar kötü oldum ki anlatamam. Her tarafta iğrenç siteler, beton beton beton. Cunda adası yok olmuş. Ayvalık yok olmuş. Güzel gördüğüm herşey yok olmuş. Ama bitmedi, Burhaniye bitmiş. Hele ki çocukluğumun yazlığı Akçay. Ne kadar üzücüydü. Eski yazlığımızı bulmam için birkaç tur atmam gerekti, dökülüyordu ve satılıktı. Ne güzel günler geçirmiştim orada. Ama şimdi bu mekanda güzel bir gün geçirmem düşünülemez bile. Küçük ve sevimli Altınoluk'da farklı değil. Bu iğrençliklere dair bir resim yok ve olmayacak. Eğer eski hallerini biliyorsanız hep öyle hatırlayabilin diye. Ben de keşke gitmeseydim yeniden de hep çocukluk hayallerimdeki gibi kalsaydı.

Neyse sonunda koştura koştura Çanakkale'ye geldim ama bir türlü Gelibolu'ya geçmek gelmedi içimden. Sabah erken orada olmayı diledim. Akşamı Truva Oteli'nde geçiriyorum. Neyse ki burası gürültüsüne karşın en azından sıcak bir otel. Sıcaklık burada Bodrum'dan çok daha önemli zira hava buzzzzz gibi. Yani tam olarak keskin bir soğuk var. 

Aklıma bu havalarda siperlerde uyuyan, savaşan gencecik askerler geldi. Yazın sıcaktan ve sineklerden bunaldılar, kışın da bu keskin soğuktan. Yarın onları ziyaret edeceğim. Onlar artık üşümezler ama ben yine de onlara kalbimin tüm sıcaklığını vereceğim.

Çanakkale'den sevgilerimle...


Geri Dön ----- Mesaj Gönder