Merhaba Sevgili Okuyucu Merhaba,
Bu yazıya başladığım yer Efes Antik Tiyatro, tam olarak görüş alanımın fotoğrafı ise şöyle (Bu ve pek çok fotoğrafı dönünce koyacağım, GPRS ile bunları internet'e upload etmem asırlar sürer. Şimdilik sadece küçük birer örnek vereceğim)...
Yıllar sonra eski bir dostla karşılaşmak gibi oldu Efes'i yıllar sonra yeniden görmek. Söz vermiştim geleceğim diye, geldim. Doğrusu herşeye değdi. Bomboş sokaklarında dolaşmak ne kadar keyif vericiydi. Turistlerden azade, boş gibi terkedilmiş gibi bir Efes vardı.
Efeslilerin de yarını yoktu ama yine de yarınlar için pekçok anıtsal yapı ile donatmışlardı kentlerini. Kimbilir belki de tam olarak yaşadıkların anın farkında olarak yapmışlardı hepsini. Sonrasında da Romalı imarcı imparatorların diktikleri anıtlar ve güzellikler. Estetik ve belki de biraz ölümsüzlük özlemi içeren.
Öyle ya da böyle, günümüzün yoz ve sıradan güzellik anlaşıyla bakarsan hepsi taş. Ama gerçekten zaman gözetmeyen bir gözle bakarsan son derece insancıl ve insancıl estetiğinin elle tutulur örnekleri.
Neyse demir alma zamanı. Gökova kıskançtır bekletmeye gelmez...
......................
Şu anda Gökova'dayım. Yine 90 km'yi geçmeyen bir bezginlikle ağır aksak geldim buraya kadar. Ama yolda kısa bir Muğla Köftesi ziyafeti verdiğimi de itiraf edeyim. Sonunda Sakar Geçidi'ne geldiğimde ise her zaman olduğu gibi kalbim aynı heyecanla çarpıyordu.
Veeeee sonundaaaaa yine Gökova'nın içindeydim, yine Gökova ile kucaklaşmıştım
Önce biraz yol kenarı keyfi yaptım, şimdi de bu yazının yazıldığı Net Gökova tesislerindeyim. Buradan istikamet doğru Marmaris. Orada otelde mi kalsam, yoksa Yalancıboğaz'da yıldızlar altında biraz da üşüyerek mi uyusam karar vermedim. Hele bir gideyim de
Geri Dön ----- Mesaj Gönder