Bitimsiz...
Sarmal deneyimi...
İki sandalye olsa odada
Ve bir de çıplak ampul
Hele de inceden bir müzik varsa fonda
Anlatır mısın bana?
İlk korkunu, baban ve annen yokken yanında
İlk kahkahanı, kasıklarını tutarak güldüğün
İlk defa sarhoş olduğunu
Ya ileri gitmeye karar verip,
İlk aşkını ve ilk sevişmeni ürkek dokunuşlarla
İlk çoşkun neydi peki?
İlk aşk en öncesinde değilse tüm coşkularının
Kocaman bir ayna istediğim
İçine baktığımda seni göreyim
-----------------------------------------------------------
Sorgulamamız gerekenleri soracak birisine ihtiyaç duymak ne garip. Kendi vereceğimiz cevaplara güvenmeyip başkalarının cevapları ile bir sonuç bulmaya çalışmak. Ve ne garip kendimize sormaya cesaret edemediklerimizi, acımasızca başkalarına sormak.
Hayatındaki en utanç verici an nedir? Evet, evet sana soruyorum, bu yazıyı şu anda okuyan sana soruyorum. Cevabını beklerim, acelem yok...
.
.
.
.
.
.
.
.
Hatırlardın mı? Peki hala utanç ve/veya suçluluk duyuyor musun?
Neden?
Bedelini ödemedin mi hala bunca zamandır onu aklında tutarak. Bence çoktan ödedin. Günah çıkarmaktan, vicdan azabı çekmekten, kendine saygısızlık etmekten vazgeç.
Artık sevmeye zaman ayır. Önce kendini, ama asla sadece kendini değil. Kafanda soru işaretleri ile sevme. Sadece sev ve sevdiğin için, koşulsuz, ikirciklenmeden, bir sonraki anı düşünmeden sevebildiğin için gurur duy kendinle.
Bu oda, bu sandalyeler, bu cılız sesli ampul seni kutsayacak ve kapıdan çıktığın anda yüzüne çarpan güneş ile maviler mavisi gökyüzünün bağrışı ile arınacaksın, yok olacak ve yeniden doğacaksın.
Rahatla
Gözlerini kapa
Yere düştüğünü düşün
Ayakların var ama basamıyorsun
Ellerin var ama
tutunamıyorsun
Ve yere düştüğünde çaresizlik yerine
Düşüş anının estetiğini, zerafetini düşün
Ve yerden yükselmeye başladığını hayal et
Ağırlıksızsın artık,uzayda yer kaplamıyorsun
Doğrusu Hayat Çekiminden kurtulmuşsun
Renkler hayallerinden çok farklılaşacak
Çiçekler sadece çicek gibi kokacak
Hayat daha basitleşecek
Korkular anlamsızlaşacak
Kalıplar şekilsizleşecek
Bacaklarını hissedeceksin
Ellerini farkedeceksin
Güleceksin
Öleceksin
Yok olmayacaksın
Yol almayacaksın
Hep arayacaksın
Hiç
bulmayacaksın
Mekanın olmayacak
Zamanın olmayacak
Kırılgan olmayacaksın
Alıngan olmayacaksın
Sen olmayacaksın
Hıçkırarak aglayacaksın
Tarif edemediklerini algilayacaksin
Bakmadan göreceksin
Duymadan bileceksin
Yeni
formuna karar vereceksin
Bildiklerini unutacaksın
Bedenini sececeksin
Ruhuna yol vereceksin
Doğacaksın
Bu sarmalı ben bir oyun oynayarak buldum, meraklı ve sevimli bir can'la. Benimkinde bir son bulabileceğimi sanmıyorum. Bir tek an o anı yaşayabilsem yeter.
Sen de kendi sarmalını bulacaksın dostlarınla, sevdiklerinle hatta düşman bildiklerinle. Aramadan, sadece bulacaksın, karşılaşmaktan korkma yeter. Hatta belki senin sarmalinda bir sonucun da olacak.
Şöyle düşün, korkacak kadar cesur muyum? An'ı yaşayabilecek miyim, bitimli hayatımı bitimsiz yapacak olan?
Geri Dön ----- Mesaj Gönder