Diğer sanatçılar hiç alınmasınlar lütfen ama ben böyle düşünüyorum. Hepsi çok değerli elbette. Bugün radyoda dinlediğim aryalar beni benden aldı. Bir heykel gördüm mü çakılıp kalıyorum bazen önünde. Bir video bazen benim kim olduğumu unutmamı ya da hatırlamamı sağlıyor. Bir kitap okuyorum ve son sayfaya geldiğinde “ne oldu bana böyle diyorum”.
Ama dansçılar başka işte. Ağır iş erbabı kadar zor bir kere yaptıkları, sanat tarafını kenara koysak bile.
Fiziksel acılar, kana bulanmış alın teri, şekli bozulmaya başlamış ayaklar, bitmek bilmeyen tekrarlar, arayışlar, yorgunluklar, tükenmiş bedenler. Çok zor çok.
Ama bir dansçı bedeniyle, tüm fiziksel varlığıyla, bize dokunduğu zaman sahneden işte o zaman duygularımız kendilerini aynada görmüş gibi oluyor. Kendimizi daha fazla tanıyoruz gibime geliyor.
Ayrıca dansçı sizin bedeninizin de hareket ettiğini hissettiriyor ve sizi de dans ettiriyor kendi bedeninin sizdeki yansımasında.
Ne gıptası, ben düpedüz dansçıları kıskanıyorum :-)
Hepinizi çok seviyorum dans eden insanlar, hepinizi.
Afrika’nin ilkel (bence değiller ama) kabilelerine yapılan ilk keşif gezilerinde yerliler araştırmacılarla tanışma anında “siz nasıl dans edersiniz” diye sorarlarmış, onları daha iyi tanımak için.
Bir gün ben de öğreneceğim dans etmesini; ama meditasyon yaparak, ama dans ederek, ama ikisini de yaparak. Ve gittiğim heryerde önce bana orada nasıl dans ettiklerini öğretmelerini isteyecegim, belki de dillerindeki günlük kullanım cümleleri yerine.
Dans AN’dır ve elbette yarın yoktur…
Geri Dön ----- Mesaj Gönder