Etrafıma baktığımda görüntüleri tek kişilikli çok fazla insan var. Üstelik de buna “itidal” diyorlar, “istikrar” diyorlar, “tutarlılık” diyorlar. Ne sıkıcı ve ne yalan yahu.
Toplum mühendisleri de zaten biliyorlar sıkıcı ve yalan olduğunu ve çok amaçlı bir yöntemle tutarlılık pompalıyorlar tüm insanlık sistemine. Moda ile elbette
Düşünsenize kaç tane tutarsızlıktan kurtarıyorlar insanları ve sistemi. Hem de oldukça zeki olsalar bile yardımcı oluyor herkese.
1) Grup, aidiyet ve populerlik sunuyorlar. “Çılgın modacının, uçuk kreasyonları” diye diye bir de üstüne üstlük.
2) Hedef üretiyorlar, hayatın tek hedefinin varoluşun bizzat kendisine bulup AN’ı yakalamak olduğunu anlayamayanlara.
3) Sahte değerler üretip ekonomiye araç sunuyorlar, tüketim, tüketim, tüketim. Ve akabinden sisteme kölelik, kölelik, kölelik.
4) Beğenileri standartlaştırıyorlar, yönetiyorlar. (İnsan kendi zevkine bile sahip değilse özgürlüğüne nasıl sahip olur yahu?)
5) İnsan profillerini üretiyorlar, sonra da bu segmentasyon sonrası nihai ürünü cilalıyorlar, süslüyorlar, içlerini dolduruyorlar.
6) En önemlisi de insanın içindeki tutarsızlıklara depresyon üretmesine karşın çıkış sübabı oluyorlar (düdüklü tencere misali). “Eh o zaman saçım öyledi şimdi moda bu“ ya da “hayatım ben hep tutarlı bir şekilde modayı takip ettim, o değişip duruyor ben ne yapayım?” gibi.
Valla ben kendime dönüp bakıyorum tüm zevklerim o anki hissiyatıma göre değişiyor. Yarın ne ile mutlu olacağımı bugünden bilmiyorum. Yani sağlıksız olsam mutsuz olurum tüm karakterlerimle o kesin de.
Nereden baksam spor yapmak dışında -ki bu da zorunluluk, bir seçenek değil-, sürekli olarak yaptığım şey yok. Önem verdiğim duygularım ise; kendi geliştirdiğim bana özel olarak diktiğim vicdanım, sevgim ve AN’ımı yaşamaktan duyduğum sevinç. Bunlar dışında herşey seçimlik.
Çok kişiliklilik mi bu, pöh, öyle olsun ne yapayım, ben çok kişilikliyim ve onlarca farklı hatta bazen zıt şeyden zevk alıyorum. Ama ayrıca hergün aynı yemeği yiyip hergün “yaw bu domates, peyaz peynir ekmek hakikatten nefis” diyorum.
Haaa şimdi üzüldüğüm şu aslında; ben tek kişilikli olduğuma inanmıyorum zaten, aynen standart olarak en alttan en üste değişik sosyal statüde bulunan pek çok insanın da tek kişilikli olduklarına inanmadığım gibi. Peki neden bu kadar çok kendi içimize hapsediyoruz kendimizi ki?
Bence başka bir insanın özgürlük alanına girmediğimiz, ona herhangi bir şekilde zarar vermediğimiz durumda istediğimizi yapmaktan çekinmeyelim. Elbette toplum baskısına karşı dikkatli olalım, zira yeri geldiğinde ölümcül bile olabilir, ama evlerimizde bari özgür bırakalım kişiliklerimizi. Geniş bir aile gibi hep birlikte eğlenelim tüm karakterlerimizle.
En korkuncu da birbirine benzemeye başlayan çiftler gibi olmak gibi geliyor bana bu bağlamda ek olarak. Temelde birbirlerinin hayatlarındaki isteklerin, arzuların, ihtiyaçların keşişim kümelerini alıp uyumu sağladığını düşünen çoğunluk. Törpülenen bireyler (yani hayvanına benzemeye başlayan pet sahibi insanlar gibi). Üzülüyorum yani.
Şöyle bir insan olsa misal, evlilik bile çekilirdi gibime geliyor:
-The Big Bang Theory’de kahkahalar atan, 7 Numarada hem
ağlayıp hem gülen.
-TV seyretmekten nefret eden, öte yandan James Bond gibi aksiyon filmlerini de
seyretmeyi seven.
-Sigara içmeyen ama canı istediğinde de bir tane yakmaya çekinmeyen
-Şık giyinmeyi seven ama gerekirse 3 ay aynı jean ile dolaşabilen
-Evde tembellik yapmaktan zevk aldığı kadar çıkıp şehir şehir gezemeyi
seven
-Kısacası tek bir zevk paternine, kişilik paternine sahip olmayan (ve tam
hastanelik bir deli olmasa da fena olmaz elbette)
Hayatın ölüm dışında bir kesinlik içermediğine inanıyorum ve AN dışında da bir gerçeklik elbette. O zaman bizim nasıl tek bir karakterimiz ve buna bağlı hissiyat paternlerimiz olabilir ki?
“Bilinç altımıza işlenmiş binlerce kayıtla” mı diyeceksiniz? “Hadi oradan” diyeyim kısaca. Kendini keşfedebilmiş insana bilinç altı ile rahatlık sağlar, öte yandan kendini tanımayan ve keşfedememiş insan bilinç altı tarafından yönetililir. En temel kaygı da toplumsal yapıyla uyumlu davramadır bu bilinçaltına hükmedecek. Zira böylece hayatta kalıp üreyebileceğizdir.
Yahu bu ne gevezelik akşam akşam kaptırdım gittim yine. Sadece insanların tek kişililikleri üzerine düşünmüş ve kısaca birşeyler yazayım demişti. Daha fazla saçmalamadan durayım.
Keyfinize bakın, tüm karakterlerinizle birlikte. Yarın yok ki…
Geri Dön ----- Mesaj Gönder