Sorunların temeli zaten hep örgütlenmek olmamış mıdır? Savaşanlar, didişenler, iyilik adina da olsa birşeylere karşı savaşanlar hep örgütlü olanlar değil midir?

Bilim de bir örgütlenme işi diyenlere “hastir” diyorum. Bilim oldu da ne oldu, ne sagladi gerçekte insanlığa? Hastaliklara çare mi buldular, e zaten örgütsüz doğa tıbbı ile bilinen hastalıkların %80’i tedavi edilebiliyordu. Haaa veba, kanser, kal sorunlari mi diyorsunuz. E bunlar insanların doğayı katledip doğa dışı ortamlarda yaşadığı için ortaya çıkmıyor mu zaten önemli ölçüde? İnsanlar hayvanlar doğa dışı ortamlarda bir araya geldiği ve aşırı üredikleri için veba türü hastaliklar, insanlar doğadan koptukları için kanser ve kalp hastalıkları çıkmıyor mu? Haaa ilkel insanın ömrü 35 sene bizimkisi 60 sene oldu diye salakça bir ifade mi kullanacaksınız. Ben size derim ki baz olarak 50000 yılı öncesini degil 5000 hatta 3000 yılı alın. Haaa tabi o meşhur örgütlü savaşların olmadığını da varsayın, bu yazıdaki düşmanımız örgütlü yaşam.

Örgütlü olarak katlanabileceğim tek şey dans. Onda da mutlaka sanatçıların kendi yorumlarını koyabilecek serbestisi olacak şekilde sahnede varolmalarına katlanabilirim.

Öte yandan insancıl olarak görebileceğim yegane unsurlar, sevgi, vicdan ve sanat zaten bireysel şeyler, kitlelere mutluluk ve umut verseler de temelde bireyseller ve herkes kendi deneyimlediği sekilde ancak keyif alabiliyor bu sahipliklerden.

Bana bin tane hatamı sayacak sosyologlar, antrepologlar, tarihçiler, siyaset bilimciler (nesi bilimse bunun da) umurumda degilsiniz biliyor musunuz?

Insan bu kadar zekası olup da bu kadar aptalca işler yapabilecek tek varlık bence, hele de örgütlendiklerinde çooook daha kötü ve tehlikeli oluyorlar.

Sevgi ile, merhamet ile kenetlenmiş, sanatı ve mutluluğu isteyen insanlar istiyorum etrafımda, güzellikleri tüketen örgütlü çapulcular sürüsü degil.

Neyse ki öleceğiz, öleceğiz de bakalim Karmamız nedecek bizim bilinci öldükten sonra :-)

Yarın yok ki...


Geri Dön ----- Mesaj Gönder