Hakikatten tüketimden nefret ederim. Neredeyse mecburen aldığım spor eşyaları dışında ikinci el olmayan hiçbirşey giymem, kullanmam (yok yok anacım çevreci filan değilim, tüketmeyi sevmiyorum sadece). Ama bir cihaz var ki bunun için yaptığım tüketimi kesinlikle israf olarak görmüyorum. E-kitap okuyucu.
Yahu bu ne kadar güzel bir icat, bu ne kadar muhteşem bir aygıt. “Hayranıyım” diyecem, abartmış olmaktan korkuyorum. Ama hayranı oldum yani.
İçine doldur kitapları kütüphanenle birlikte dolaş. Tamam şu anda e-kitaplar fahiş fiyatla satılıyor ama nasılsa ucuzlayacak. Zira dedim ya -fahiş fiyatla- satılıyor. Yazarlar da saf değil ya oluşturacaklar kendi aralarında e-kitap satış portalları ve kitaplarını satacaklar aracısız filan. Hem daha fazla okunacaklar, hem daha fazla kazanacaklar, hem baskılardan, etkilerden daha az etkilenecekler.
Valla ben bile ileride e-kitap satan bir portal yapmayı düşünüyorsam (sırf tekelleşme olmasın diye) bence yazar sendikaları filan mutlaka bu işlere girişmeliler.
Neyse konumuzdan sapmayalım. Bu e-kitap okuyucular kimin işine yarar anlatayım:
1) Elbette okumayı sevene, yoksa bu
PAD’lerin özelliklerine göre zayıf özellikleri.
2) Sonra bol seyahat etmeyi sevene. Düşünsene kütüphanen
cebinde.
3) Okurken not almayı sevene. Ben okurken not almayı seven
tayfadanım?
4) Spor salonunda yürürken bile birseyler okumayı sevenlere.
Ben yapamam.
5) Arada bilgisayar taşımadan da internet’e girip en
azindan mail bakana.
6) Bilgisayardan kitap okuyamayan kağıt gibi bir dokudan
kitap okumayı sevene
Ama inanın bana “abi ben kitabın dokunuşunu kokusunu seviyorum” filan dediğiniz için çok gülersiniz kendinize sonradan. Zira ben kitabı içindeki için okurum. Elbette severim kitap kokusunu da ama kitap kokmuyor diye de okumaktan vazgeçmem.
Bu okuyucular gerçekten hep yerin dibine soktuğum teknolojik gelişmenin belki de yegane güzel çıktıları.
İnancım odur ki; bedelini sisteme kölelikle ödemediğin ve sahip olduklarının bağımlısı olmadığın sürece sistemin ürettiği ve sana zihinsel haz veren herşeyi al, kullan.
Karaip Korsanları’nda eski bir korsan değişinin de dediği gibi. “take what you can, give nothing back”
Şimdi bu cihazla ilgili nasıl bir araştırma yaptım derseniz meraklı bir arkadaş ciddi bir analiz yapmış ben onun aldığından almadım ama onun aldığı da fena değil. Ama araştırması gerçekten güzele benziyor benim gibi konuyu bilmeyen birisinin bakış açısıyla.
PS:Bu araştırmayı yapan kişiyi tanımam, Google’da buldum. Belki de kendi aldım dediği cihazı satan bir satıcıdır. Bu araştırmadan bir yorum çıkartmak tamamen size kalmış, ama ben çok faydalandım bu araştırmadan.
Geri Dön ----- Mesaj Gönder