Evet evet bahsettiğim şu %99’ların başlattığı barışçıl, gülümseyen, biraz kırgın ama coşkusu bol bir umutlu biraraya gelişler.

İnsanlar yoga yaparak, kartonlara düşüncelerini yazarak, bazen kızıp bir ağızdan bağırarak, bazen şarkılar söyleyerek aslında bu dünyada almaları gereken en değerli armağanlardan birisini alıyorlar; sevgi ile dolu beraberlik duygusu.

Heyecanların tükendiği, umutsuzluğun insanlara yapış yapış yapıştığı günlerde ama şu sebeple ama bu sebeple, ama gerçekten halkın içinden gelerek ama belli bir yönetim erkinin başka bir erke karşı kışkırtması olarak, ama mevcut yönetim erkinin toplumda oluşan basıncı düşürmeye yönelik olarak uyguladığı bir toplum mühendisliği projesi olarak, ne olarak olursa olsun, insanlara umut, çoşku ve sevgiyi tattırıyor bu gibi heyecanlar.

Balast tankı gibi dünyanın eski sosyalist yarısı şimdi kapitalist olurken dengeler bozulmaması için kapitalist yarısında da sosyalist heyecanlar oluyor.

Dediğim gibi sebebi, sonucu ne olursa olsun AN’a baktığımda o insanlara kalbim akıyor, o insanları seviyorum ve her baktığım fotoğrafta gözlerim sevinçle yaşarıyor.

Gerçekten, ne kadar ihtiyacımız varmış heyecanlanmaya, duygusallaşmaya, korkmadığımız insanlarla bir arada olmaya değil mi?

Hep diyorum ve sonuna kadar da inanıyorum; yaşam çok değerli bir muzice ve ne kadar çok kötülük olursa olsun etrafımızda, insan kötülükle yaşayamaz.

Kötülük çok güçlü gibi görünse de insan kötülükle yaşayamaz. Kötü işler yapan insanların bile aslında çoğu kötülükle yaşamayaz.

Dünya insancıl bir geleceğe sahip olsun diye beklemeyelim, yarın yok, ama şu AN var ve bu anda birbirimizi daha çok, hatta delicesine severek, merhamet göstererek bu bulaşıcı insancıllık virüsünü yayalım herkese.

İnsan kötülükle yaşayamaz.

 


Geri Dön ----- Mesaj Gönder