Aslında haber okuduğumda ilk hissettiğim şiddetli bir mide bulantısı ve öfke idi. Yani “deney hayvanları olmasaydı bir sürü insan ölürdü” filan gibi saçmalıklardan bahsetmeyin bana.

Ölsünler tabi eğer hayvan üzerinde deneyerek, onlara işkence ederek çözüm bulacaklarsa insanlar ölsün bence. Hatta ben de ciddi bir tedavi geçirdim, ben de ölseydim keşke, hiç umurumda değil.

Ama biliyorum ki insanın bu deneyleri yapacak hastalıklara maruz kalmasının sebebi yine insan. Gerek doğadan kopmasıyla, gerek suni ürettiği savaş amaçlı biyolojik silahlarla yine insan bu hastalıkların önemli ölçüde sebebi.

Neyse işte bu hayvanların haberini okuduğumda, şempanzelerin önce korkup sonra birbirlerine sarılıp çimenlerde dans ettiği haberini okuyunca önce bunları düşündüm. Sonra başka şeyler de düşündüm.

Geçen yıllara yanmak yerine (zira hayvanlarda böyle bir kavram yok), üzerlerinde yapılan ve sağlıklarını bozan tüm deneylere, verilen viruslere aldırmayıp o an için inanılmaz mutlu olmuşlar, varoluş mucizesini iliklerine kadar hissetmişlerdi bu hayvancağızlar.

Öfkem hala devam ediyor ama bu kadar yoğun bir mutluluk yaşama şansını elde ettikleri için onlar adına oldukça da sevindiğimi hissediyorum.

“Yahu biz ne salak kere salak insancağızlarız böyle” diye düşünüyorum şu anda. Ne üzerimizde deneyler yapıldı, hastalıklara maruz bırakıldık, ne de güneş görmeyen mahzenlere kapatıldık. Neden şu zavallı hayvanlar kadar farkına varamıyoruz, sahip olduğumuz bu muhteşem şansın, sahip olduğumuz muhteşem yaşamın ve MUTEŞEM AN’ın.

Düşünün önce biraz bu konuda bence, sonra da tamamen düşünmeyi durdurup AN’ı deneyimlemenin (hele de bir ağrınız, sızınız yoksa) güzelliğini yaşayın.

Yarın yok ki…


Geri Dön ----- Mesaj Gönder