Hapşırmasalar bile en azından onların olduğu ortamlarda olun, ucundan kıyısından bulaşır elbet.

Hatta o insanları tanımanız bile gerekmez, sadece anlarsınız onların mutluluktan muzdarip olduklarını aman takip edin onları, takip edin ki size de bulaştırsınlar o güzelim mikrobu.

Mutlu insanlar neden mutludur diye düşündüm, çok basit mutlu oldukları AN’ın farkındalar da ondan. Peki dedim “Neden yayarlar mutluluğu, onu artırırlar bulundukları ortamda?”, o da basit, mutluluk hastalığı bulaşıcı olduğu için hemen çoğalarak bulaşır tüm aşısı olmayanlara. Ne aşısı bu derseniz “itidal aşısı“dır.

Haaa aşısı olmayan yok gibi birşey günümüz modern toplumlarında, ailede, okullarda, sosyal camiada sürekli olarak aşı yaparlar hepimize. Hani; kahkaha atarsın sevinçle, susturmaya çalışırlar, şap diye öpersin aşık olduğun kızı, ters ters bakarlar, sesini yükseltirsin şııışşt yaparlar, ihtiyarlar el öptürür filan ya işte böyle böyle aşılarlar seni.

Ama tutmaz işte bazısına aşı. Kimisi delidir ondan tutmaz ve sokaklarda gülerek dolaşır, kiminin immune sistemi aşıya geçit vermez. Anti-aşı aşısı olmuştur onlar. Misal bir J.D.Sallinger okumuştur, bir Sait Faik okumuştur, bir dansçıyı izlemiştir, bir fado dinlemiştir, bir bozlakla kendinden geçmiştir, işte o zaman immune sistemi bu “itidal aşısı”na geçit vermez artık. İtidalli olmak istemez artık bünye. Kaosu özler.

Toplumdan korksa bile yine de mutsuzmuş gibi görünmeyi beceremez. Hatta toplum onu mutsuz etse bile için için, kıs kıs güler yaşadığı her AN’a hayran kalarak. Nefret edebileceği bir sürü insan varken o sevebilecekleri ile ilgilenir.

Mutluluğu bulaşıcı insanlar vardır dostlar, gözucuyla onları izlemeye devam etmekte fayda var…


Geri Dön ----- Mesaj Gönder