İşte o adam günlerdir aklımdan çıkmıyor. Ve kendime hayret ediyorum “nasıl basiretim bağlandı da onun için birşey yapmadım?” diye.

Aslında sonradan düşününce birşey yapmanın zaten yanlış olacağını farkettim, ama kendinizi benim yerime koyun lütfen ve sadece düşünün siz olsaydınız ne yapardınız.

Ben hala en azından yanımda sürekli taşıdığım kafa lambasını ona hediye edip belki pastaneden güzel bir kek alıp karton bardakta çay getirebilirdim diyorum ama bu bile onun hayatına müdahale etmek olurdu diye de hala emin olamıyorum.

Ortam söyleydi:

Antre cafe’de arkadaşlarla oturduk hoşbeş yaptık. 22:30 gibi mekandan ayrılıp dağılmak üzere Bahariye Caddesi’ne doğdu yürüdük 3 kişi. Tam havuzun orada, köşedeki marketin ambar havalandırma mazgalında oturmuş bir adam gördüm. O mazgallardan sıcak hava geliyor, kediler oturuyor sürekli oradan biliyorum. Orada ısınırken kitap okuyordu. Ama ne görüntü.

Yaşı 60 civarı olsa gerek, bembeyaz saçları vardı, o kadar şok oldum ki görünce sakalı var mı yok mu hatırlamıyorum.

Elinde eski tip teneke fenerlerden bir tane, diğer elinde sayfalarını arkaya doğru kıvırıp tuttuğu bir kitap, okuyordu. Ama o kadar meraklı ve ilgili bir ifadesi vardı ki, sanki bir beyefendiler kulübünde, konyağı masasında, deri bergere koltuğa gömülmüş, dönemin ünlü yazarlarından birinin son çıkan kitabını okuyor gibi.

Hiç birimizi umursamadan, tüm dikkatiyle kitabı okuyordu. Onu görene kadar olan konuşmaları hatırlıyorum, sonrasında kilisenin oraya kadar ne konuşulduğunu bile hatırlamıyorum.

Sürekli kendime “geri dön adama birşeyler ver” deyip durdum. Ama yapamadım. Ama belki de iyi ki yapmadım. Yine de bir kez daha görürsem bilmiyorum müdahale etmeden durabilir miyim?

Çok acayipti çok…


Geri Dön ----- Mesaj Gönder